Çocukluk düşünü gerçekleştirmek
Sakin bir enstrüman eşliğinde hayallerimizin geçmiş boyutlarına yolculuk ederek gelecek için kurguladıklarımızı düşlemek ne gibi bir duygu yaratıyor içinizde?Hayal kırıklığı,umutsuzluk,başarı hissi,gurur,mutluluk,umut.. Gerçekleştirmek istediğiniz ideallerinizi sorguladınız mı yoksa çoktan unutulup yeni mecburiyetler mi aldı yerlerini.Hayata bakışınızla,yaşantıladıklarınızla geleceğe ait düşleriniz,beklentileriniz de düzenlendi mi yeniden,yoksa siz de direnenlerden misiniz hayata?
Çocukluk düşlerimizi nice psikologlar,filozoflar sorgulamıştır.Freudun her olguyu çocukluğa dayandırması,Adler’in ilk yaşam olayı üzerinde bu kadar durması da boşa değil mutlaka.Günlük hayatta unuttuğumuz şey çocuk olmak ve bir zamanlar bizim de küçük ellerimiz,küçük bedenimiz ve tertemiz,önyargısız düşüncelerimiz olduğu.Benim için de gerek kişisel gerekse mesleki anlamda yürekten inandığım şey çocukluk zekasının paha biçilmez olduğudur.Kişiler bedenleri büyüdükçe küçülür,eksilir,azalır.Çocuk ruhunu korumayı başaranların sayısı küçüklükteki ideallerini gerçekleştirmiş olmayla doğru orantılıdır bana göre.Kişi ne kadar korursa beklentilerini o kadar korur ruhunu yenilmişlikten.Çocukluk hayallerini kaybetmiş birisi için bir yenilgiler dünyasına dönüşebilir yaşam.
Şimdi gözlerinizi kapatın ve müziğin sesini az kısıp ruhunuzun sesini dinleyin,dinleyin ki çocukluğunuzun size neler fısıldadığını duyabilesiniz.İşittiklerinizden memnunsanız mutluluğunuzun farkına varırsınız artarak,sizi rahatsız ederse eğer hemen harekete geçin,geçin ki yaşamı bitirmeden kendinizi gerçekleştirme imkanı bulun.
Hayatın su gibi,göz açıp kapayana kadar geçmesini istemiyorsanız,arada bir gözünüzü açıp kapayın ve bir solukta bitmemesi için zamanın nefes alın derin derin,şimdi artık kendinizle iletişime geçebilirsiniz.Çocuk olmak bir kenarda yetişkin olmayı bile unuttuğumuz yaşamda,önce çocukluğumuzla sonra kendimizle yüzleşmeliyiz ki saadet bu yolun sonunda bekleyecektir.Daha fazla geç kalmadan önce çocukluğunuzu gerçekleştirin sonra tüm düşlerinizi..
Özlem Akkel
Ocak 2012